Muhasebe

İçerik Üreticisi ve Kişisel Web Sitesi Geliri-01

Sosyal medya içerik üreticisi kavramı kanunla hayat buldu. Bunun yanında birçok kimsenin kişisel web sitesi de bulunuyor. Elbette bir yere rağbet varsa, mutlaka maddi bir gelirde vardır. Son zamanlarda patlama yapan fenomenler, kanun koyucuyu da harekete geçirdi. Buna istinaden Gelir Vergisi Kanununda düzenleme yapıldı. Artık sosyal medyadan kazanç sağlayanlar da vergi vermek zorunda. Kanaatimizce kanun koyucu düzenlemeyi yaparken çok da adil olmadı. Aynı kolaylığın kişisel web sitesi yapanlara da sağlanması gerekirdi.

Sosyal İçerik Üreticisi

Sosyal İçerik Üreticisi

Gelir Vergisi Kanunu (193 sayılı, 37’inci maddesi) ticari kazançla ilgili açıklama yapıyor. Kanuna göre ticari faaliyette bulunan ayrıca sınaî işletmelerin kazançlarını ticari kazanç olarak değerlendiriyor. Ticari faaliyette bulunan şahıs veya şirketleri türüne göre sınıflanır. Vergi Usul Kanunu ve Gelir Vergisi Kanununa göre şu şekilde tasnif edilir:

  • Bilanço Esası
  • İşletme Hesabı Esası(defter beyan)
  • Basit Usule tabi şeklinde sınıflıyor.

Sosyal medya içerik üreticisi bu sınıflara tabi değildir.

Sosyal Medya Fenomeni ve Ticari Kazanç

Ticari faaliyet denildiğinde ortada emek ve sermaye vardır. Ticari kazanç sağlama niyetinin olup olmaması organizasyonun “ticari faaliyet” sayılmasına engel teşkil etmez. Bu bakımdan sosyal medya içerik üreticilerinin faaliyetleri bir organizasyondur. Ancak kanun koyucu sosyal medya içerik üreticileri için bir istisnai bir düzenleme yaptı. Bu düzenlemeye mobil cihazlara uygulama geliştiriciliği yapanları da dâhil etti. Bu iki faaliyetle gelir elde edenlere kanunla kazanç istisnası sağlandı. Sosyal medya içerik üreticisi ve mobil uygulama geliştiricileri için güzel bir kolaylık sağlandı.

İlgili kanun 26 Ekim 2021 tarihli 31640 sayılı Resmi Gazetede yayımlandı. Vergi Usul Kanunu (7338 sayılı) ile Bazı Kanunlarda Değişiklik yapıldı. Kanunun 2.inci maddesi, bunun yanında Gelir Vergisi Kanununa (193 Sayılı) Mükerrer 20/B maddesi eklendi.

Kanunun ana maddesi;

Sosyal İçerik Üreticiliği ile mobil cihazlar için uygulama geliştiriciliğinde kazanç istisnası

başlığı ile bu konuya açıklık getirildi.

Mükerrer 20/B maddesi ise şu şekildedir;

“İnternet ortamında sosyal ağ sağlayıcıları üzerinden metin, görüntü, ses, video gibi içerikler paylaşan sosyal içerik üreticilerinin bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar ile akıllı telefon veya tablet gibi mobil cihazlar için uygulama geliştirenlerin elektronik uygulama paylaşım ve satış platformları üzerinden elde ettikleri kazançlar gelir vergisinden müstesnadır.”

Sosyal Medya İçerik Üreticilerine Sağlanan İstisna

Yukarıda zikredilen maddeye göre sosyal medya fenomenleri kazançlarından gelir vergisi ödemeyecektir. Elbette mobil cihazlar için uygulama geliştirenler de aynı hakka sahip oldu. Ancak bu tamamen vergiden muaf anlamına gelmiyor. Bu kanundaki haktan faydalanmak için içerik veya uygulama üreticilerinin bir işlem daha yapması gerekiyor. Bunu da kanun koyucunun ağzından zikredelim.

“Bu istisnadan faydalanılabilmesi için Türkiye’de Kurulu bankalardan birinden tek hesap açılması ve bu faaliyetlere ilişkin tüm hasılatların münhasıran bu hesap aracılığıyla tahsil edilmesi şattır.”

Buradan anlaşılacağı üzere, sosyal medya içerik üreticisi sosyal platformların çeşitli bölümlerinden elde ettiğiniz gelirlerini tek banka üzerinden tahsil edilmesi zorunludur. Kanun koyucu şu açıklamayı yaparak konuyu sonuçlandırıyor.

“Bankalar, bu kapsamda açılan hesaplara aktarılan hasılat tutarı üzerinden, aktarım tarihi itibarıyla %15 oranında gelir vergisi tevkifatı yapmak ve Kanun 98 ve 119.uncu maddelerindeki esaslar çerçevesinde beyan edip ödemekle yükümlüdür. Bu tutar üzerinden 94.ncü madde kapsamında ayrıca tevkifat yapılmaz.“

Başka Ticari Kazancı Olsa Dahi, İstisna Kapsamında

Bu açıklamanın altında ise açıklayıcı bir not daha vardır. Sosyal medyadan gelir elde eden içerik üreticisi başka ticari faaliyetinin olması istisnaya mani değildir. Yani istisna gelirini diğer ticari faaliyetiyle birleştirmiyor. Zira banka üzerinden gerekli tevkifat yapılarak hazineye aktarılıyor.

Bunun yanında istisnayı ortadan kaldıran bir durum da var. Onu da kısaca belirtelim. Bilindiği gibi Gelir Vergisi Dilimleri her yıl güncelleniyor. Beş dilim halinde düzenlenen tarifeye göre kesinti oranları da farklıdır. Sosyal medya içerik üreticisi veya mobil uygulama geliri elde edenler kazanç istisnasından faydalanması iki şekilde bozuluyor.

  • 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu 103 maddesindeki tarifeni dördüncü dilimindeki tutarı aşanlar
  • Tüm gelirlerini tek banka üzerinden tahsil etmeyenler istisnadan faydalanamıyor.

Kanun koyucu sosyal medya kazanç istisnasını düzenleyen 20/B mükerrer maddeye ilişkin uygulama ve tarifleri 318 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile açıklıyor. Tebliğde geçen “Tanımlar” başlıklı 3 üncü maddesinde şu açıklamalara yer veriliyor.

“ç) Sosyal ağ sağlayıcısı: Sosyal etkileşim amacıyla kullanıcıların internet ortamında metin, görüntü, ses, video gibi içerikleri oluşturmalarına, görüntülemelerine veya paylaşımlarına imkân sağlayan gerçek veya tüzel kişiyi,
 d) Sosyal içerik üreticisi: Sosyal ağ sağlayıcıları aracılığıyla; her hangi bir konuya ilişkin paylaşımlar yapmak suretiyle tanıtım ve tavsiyede bulunarak bir ürün ya da hizmetin satın alınması için diğer kullanıcıları etkilemek suretiyle gelir elde edenler ile paylaşımlarının izlenmesi sayesinde reklam gelirinden pay alan başta olmak üzere içerik üreticiliği faaliyeti sonucu her türlü gelir elde eden gerçek kişiyi,
İfade etmektedir.”

Kimler İstisna Kapsamına Alındı

Kanun koyucu istisnadan faydalanabilecekler ve buna bağlı gerekli şartları ve özellikli durumları da izah ediyor.

“İstisnadan faydalanabilecekler, faydalanma şartları ve istisna uygulamasında özellik arz eden durumlar” başlıklı 4 üncü maddesinde;
(1) İstisnadan, internet ortamındaki sosyal ağ sağlayıcıları üzerinden metin, görüntü, ses, video gibi içerikler paylaşan sosyal içerik üreticisi gerçek kişiler ile akıllı telefon veya tablet gibi mobil cihazlar için uygulama geliştiren gerçek kişiler yararlanabilecektir.
(18) Sosyal içerik üreticiliği faaliyeti kapsamında sosyal ağ sağlayıcıları üzerinden elde edilen; reklam gelirleri, sponsorluk gelirleri, bağışlar, hediyeler, bahşişler, ücretli abonelik gelirleri gibi gelirler istisna kapsamında dikkate alınacaktır.
(20) Sosyal ağ sağlayıcısı olarak kabul edilmeyen kişisel internet siteleri, elektronik ticaret siteleri, haber siteleri gibi etkileşim amaçlı içeriğin ikincil ve yan hizmet olarak sunulduğu platformlarda faaliyette bulunan kişilerin bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar için mezkûr istisna hükümleri uygulanmayacaktır.”

Sosyal içerik üreticisi ve mobil uygulaması yapanlara tanınan kazanç istisnası kanun ve tebliğ ile anlaşılır şekilde izah ediliyor. Elbette kaynağından kesilen vergiyle birçok bürokrasi önlenmiş oluyor. Zira her bir sosyal medya içerik üreticisi vergi mükellefi olsa ciddi aksaklıklar yaşanacaktı. Çünkü hepsinin muhasebecisi olacak, bunun yanında düzenli şekilde beyannameler de vereceklerdi. Bu sayede onlar külfetten kurtulduğu gibi daha rahat hareket etmeleri sağlandı.

İstisna Kapsamına Dahil Edilmeyen Kişisel Web Siteleri

Ancak burada kanun koyucunun gözden kaçırdığı veya yanlış yorumladığı bir nokta var. Eğer bunu da istisna kapsamına alsaydı, dört dörtlük bir kanun olmuş, diyebilirdik.

Sosyal amaçlı kişisel web sitesindeki içerik üreticisi istisna kapsamına alınmadı. Oysa bunlarında istisna kapsamında olması gerekir. Zira bilgi ve tecrübesini paylaşan bir kimsenin birçok kimseye faydası olabiliyor. Kişisel web sitesi hazırlayanlar bir nevi gönüllü eğitici oluyor. Mesleği gereği muhasebe konusuna vakıf bir kimse kişisel web sitesini emek ve gayretiyle hazırlıyor. Bunun yanında web sitesi için domain ve hosting hizmeti satın alıyor. Bunların hepsi onun için bir külfet.

Kişisel web sitesin sahibi ticari bir kazanç gözetmeden hazırladığı içerikleri web sitesinde yayınlıyor. Netice itibarıyla belli bir aşamadan sonra, Google AdSense başvuruda bulunuyor ve kabul ediliyor. Kişisel web sitesinin muhtelif yerlerinde Google AdSense aracılığıyla reklamlar yayınlanıyor. Oysa o kimse web sitesinde ne ürün satışı yapıyor ne de her hangi bir firmadan reklam alarak gelir de elde etmiyor.

Google AdSense üzerinden aylık 100 TL geliri bulunan bir kimsenin vergi mükellefi olması gerekiyor. Oysa bu kimse vergi mükellefi olduğunda muhasebeciyle sözleşme yapması gerekecek. Ayrıca her ay KDV, Muhtasar, Gelir Geçici V, Yıllık Gelir Vergisi beyannamesi verecek. Her birerinin damga vergileri olacak. Netice itibarıyla cüzi bir gelir elde eden kimsenin bunca bürokrasinin içine itilmesi hiç de adil değil.

Bütün bunlar göz önüne alındığında kişisel web sitesi hazırlayanlara ceza verilmiş oluyor. Oysa sosyal medyada içerik paylaşanlarla, kişisel web sitesinde STK çerçevesinde içerik hazırlayanları ayırmamak daha doğru olurdu. Dileriz kısa zamanda bu yanlışlık düzeltilir de birçok kimse mağdur olmaktan kurtulur.

Sonuç ve Değerlendirme

Elbette kanun, tüzük ve yönetmelik hayatımızı kolaylaştırmak için çıkarılıyor. Ancak ticaret erbabı işletmesinin kârına öncelik veriyor. Firma reklamını yaptıracağı Youtuber veya sosyal medya fenomeninden vergi mükellefi olmasını istiyor. Oysa Gider Pusulası düzenleyerek de reklam giderini resmileştirebilir. Ne yazık ki böyle yapılmıyor. Zorunlu olarak vergi mükellefiyeti tesis eden fenomenin bir kaç ay sonra reklam geliri kesiliyor. Bu durumda vergi mükellefiyetini kapatıyor. Mecburen bir kaç ay için de olsa gereksiz yer bir sürü prosedürle uğraşıyor. Sonuç olarak kanun çıkmış da olsa çıktığıyla kalıp, fenomenlerin eziyeti devam ediyor. Kanun çıkarıldığı zaman işlerliğinin de sağlanması oldukça önemlidir. Bazı kanunların göz ardı edilip, ticaret erbabına ve hizmet verene kolaylık sağlanmalıdır.