Blog

Uyuz Akarı İstanbul’da Çoğaldı, Çaresi Nedir?

Uyuz ilacı kalmadı yazısını görünce tuhafıma gitti. Eczaneye girdiğimde içerisi epey kalabalıktı. Bir süre beklememe rağmen kalabalık dağılmıyordu. Böyle giderse de kalabalık biteceğe benzemiyordu. İlaç almaya gelenler, sanki ilacını alıp gitmiyordu.

Derdine çare arayan müşkül kimseler eczacıdan ümit verecek söz bekliyordu. Çarşaflı kadın eczacı hanıma dert yanıyor, çare istiyor. Kendinden vaz geçmiş oğlu için çözüm istiyor. Zira çocuğu yatılı kaldığı yurttan eve gönderildi. Çocuğu ne okul derslerine çalışabiliyor ne de okula gidebiliyor. Dertli kadın ev halkının sekiz aydır uyuz belasına müptela olduğunu söylüyor. Birçok doktora gitmesine rağmen verilen ilaçların etkisinin olmadığından dem vuruyor. Ayrıca eczanelere karışım yaptırdığını bunun yanında piyasadaki bitkisel üründen de kullandığını ekliyor. Kaşıntıdan psikolojisinin bozulduğunu, ne kimseye gidebildiğini ne de kimseyi çağırabildiğini ağlamaklı sesle anlatıyor. Eskiden insanlar “Uyuz oldum.” demeye belki utanırdı ancak bu durum zıvanadan çıkıp büyük bir sorun haline geldi. Ne utanacak durum kaldı ne de saklanacak tarafı.

Yalan ve uydurma haberlerin revaçta olduğu günümüzde, ne haber dinlemenin ne de haber okumanın değeri kaldı. Ciddi hadiseler dahi sulandırılıyor, haber değeri gizlenip manipüle ediliyor. O yüzden ancak otobüs, tramvay veya kafe muhabbetlerinde olup biten gerçek hadiseleri öğrenebiliyoruz. Zira bize altın tepside ikram edilen bilgi ve belgelerin birçoğu değersiz veya yanlıdır.

Uyuz Hastalığı Nasıl Çoğaldı, Çözüm Aranıyor Mu?

Eczacı kadın sorunun ülke genelinde olduğunu söylüyor. Hatta aylardır uyuz için kullanılan solüsyonlar da eczanede yoktur. Bunun yanında ilaç depolarında dahi uyuz ilacının olmadığı için temin edilemiyor. Deri altında yol alan uyuz mikrobunun dolaşıp durduğundan bahsediyor. Özellikle yaşlı ve çocuklarda hızlı şekilde çoğalıyor.

bilgi
Uyuz Deri Altında Tünel Kazıyor

Uyuzun deride ciddi tahrişe yol açtığını da ekliyor. Bu konuda Almanya’da bazı firmaların özel ilaç üretmeye çalıştığından da bahseder. Ancak şimdilik ne doktorların ne de eczanelerin bu derde çözüm üretemediklerini söyler.

Eczanede sıra bekleyenlerden bir kimse kendini tutamadı. Gayet asabi şekilde söze müdahil olur. Devlet hastanelerinden cildiye için randevu alman imkânsızdır. Devlet hastanesinde cildiye bölümünde bir aylık süreyle randevuların tamamı doludur. Bunun üzerine özel hastanenin cildiye bölümüne gittiklerini ancak bunun dahi hiçbir şekilde çözüm olmadığını da ilave eder.

Dijital Çağa Geçiş Yapan Dünya Uyuzu Çözemiyor

Bir köşede olup biteni dinlerken düşünmeye başladım. Hani 21. Yüzyıldayız ve artık teknoloji almış başını gitmişti. Artık bırakın hastalanmayı, hastalıkların tamamının çözümü bulunmuştu. Ayrıca yapay organ yapımına dahi başlanmıştı. Hani Mars’a gidecek araç yapılıp, orada yaşam alanı kurulacaktı.

bilgi
Uyuz Mikrobu Zorlu Düşman

Yapılan teknik cihaz ve aletler hayatımızı kolaylaştırıp daha rahat ve huzurlu olacaktık. Acaba bütün bunlar oluyor da bizim mi haberimiz yok. Ya da bütün bunlar var da sadece maddi durumu iyi olanlar için mi?

O kadarını bilmemiz mümkün değildir. Ancak bildiğimiz bir gerçek var ki o da teknolojinin sınıfta kaldığı. Covid-19 virüsü çıktığında bilim dünyası sınıfta kaldı. Onca bilgi ve birikime rağmen aradan geçen bunca süre zarfında bir arpa boyu yol alınamadı. Geçenlerde yakınımız Covid-19 nedeniyle Entübe oldu. Doktor hasta yakınlarını bilgilendirirken gayet net konuştu. “Bildiğiniz gibi bu hastalığın ilacı yok. Sadece nefes alması için hastanın durumuna göre tedbir alıyoruz.” Aradan iki sene geçtiği halde hâlâ bırakın virüsü alt etmeyi daha tanıma imkânı olmadı. Doktorun bu sözüne karşılık hasta yakını sessiz kalmadı. “Ama hiç evden çıkmıyor, çünkü yatalak her zaman evde ve hiç kimse yanına gelmiyor. Biz dahi aynı yerde bulunmuyoruz. Nasıl Covid-19 olur, anlayamıyorum.” Bunun üzerine doktor “Nasıl bulaştığı dahi meçhul, ancak ciğer filmlerindeki tahribat ve lezyonlar Covid-19’a benziyor. Muhtemelen Covid-19’dur.” İşin garip tarafı hastalığın tanısı dahi net yapılamıyor. Çoğunlukla doğaçlama yapılarak çözüm bulunmaya çalışılıyor.

Tedavi İçin Gittiğimiz Eczane Kabusun Başlangıcı Oldu

Eczaneden geldikten birkaç gün sonra hafiften kaşınmaya başladım. Belki haberlerin etkisiyle psikolojiktir düşüncesiyle ciddiye almadım. Ancak birkaç gün sonra acı gerçekle karşılaştım. Maalesef biz de ilaç almak için gittiğimiz eczaneden uyuz mikrobuyla gelmiş olduk.

bilgi
Uyuz Cildi Tahriş Ediyor

İlk akla gelen Devlet hastanesinin cildiye bölümünden randevu almaktı. Belki başlangıçta olması hasebiyle kısa sürede çözüm bulabilirdim. Eczanede randevu alınamadığını o an unutmuştum ancak birkaç devlet hastanesinin cildiye bölümünden randevu almaya çalıştığımda acı gerçeği gördüm. Randevu yoktu ve olacağa da benzemiyordu. Her ne kadar aile hekimine gitsek de uzaktan cilde bakıp eczanenin stoklarında bulunan kremi çözüm diye verse de çözüm olmadı. İyice artan uyuz zirve yaparak evdeki bireylere de bulaştı. Ama en hazini doksan yaşındaki yaşlı annemize ve dokuz aylık torunumuza bulaşması bizi üzdü.

Emekli bir kimse olarak ekonomik imkânımız belliydi. Zorlanarak da olsa yüz doksan TL fark vererek özel hastanenin cildiye bölümüne gittik. Ancak o da derdimize çözüm olmadı. Uzun ve detaylı aramalar sonunda, piyasada bulunmayan uyuz solüsyonlarından bulabildik. Zor ve maliyetli de olsa çözüm olur ümidiyle kullanmamıza rağmen maalesef çözüm olmadı. Bu şekilde son kalemizde düştü. Bir ümitle tavsiye edilen bir eczaneye uyuz için özel karışım yaptırdık. Çare olur düşüncesiyle yine bedel ödedik. Ama maalesef bu da çözüm olmadı. Bu illetin birçok insanda bulunup salgın gibi yayıldığı, evde huzur bırakmadığını öğrendiğimizde ne oldu dersiniz.

Elbette hiç bir şey olmadı. Ne olabilir ki veya ne olmasını beklersiniz. Teknolojinin zirve yaptığı aynı zamanda halka gülücüklerin dağıtıldı bir ortamda tatlı tatlı kaşınıyoruz. Ancak tatlı tatlı kaşınmadan sonra ciltte oluşan tahriş ve yaralar acı acı yakıyor.

Sizce Sorunun Çözümü İçin Yetkililer Çaba Harcıyor Mu?

Merak ettiğim ise onca yabancının bulunduğu ülkemizde böyle salgınların olacağı tahmin edilip tedbir alındı mı? Veya bunca vaka varken etkili ve yetkililer konu üzerine bir çalışma yapıyor mu? Vatandaş olarak bu illetten nasıl kurtulacağız. Ya da Burgaz’a gidip Marko Paşa’yı mı bulacağız. Skeçlerde kullanılan “Yanıyoruz Fuat Abi.” diye haykırıyoruz ancak kim duyacak bilemiyoruz. Netice itibarı ile bu ülkenin bir bireyi olarak salgın haline gelen uyuz hastalığına çözüm bulunmasını istiyoruz. Her ne kadar isteyenin bir yüzü kara dense de uyuza çözüm bulunmasında ısrarcıyız.

Özet Bilgi

In a crowded pharmacy, people anxiously wait for a remedy to the escalating scabies crisis, with medications out of stock nationwide and no immediate solution in sight. Despite technological advancements, the condition persists, affecting people’s lives deeply, including a distressed woman’s family dealing with the itch for eight months. The public yearns for effective solutions from authorities amidst this silently spreading ailment.