Fiyat Artışı Olduğunun Farkındayız, Mars’ta Hayat Var Mı?

Fiyat artışı olduğunun farkına varan siyasetçiler, peş peşe açıklama yapıyor. Öncelikle vatandaşın sevinmesi gerekir. Gıda maddelerindeki fahiş fiyat artışı ses getirecek seviyeye çıkmış ki siyasetçiler fiyat artışı hakkında konuşuyor.

Elbette fahiş fiyat artışı olduğunun farkında olmak, vatandaş için çözüm değil. Ancak siyasetçilerin sorunun varlığını kabul etmesi, vatandaş olarak, bizi gururlandırıyor. Zira ülkede yaşayan ve geçinmekte sıkıntı çeken kimselerin varlığı fark edilmiş oluyor. Bunun yanında son günlerde kullanılan “Türkiye’de hayat pahalılığı yok, yüksek fiyat artışı var.” kavramını anlamakta zorluk çekiyorum. İşin ehli kimselerden bu cümlenin açıklamasını dinlemeyi çok isterim.

Markette organik bir litre süt 18,00 TL yazıyor. Hatırladığım kadarıyla ürünlerde organik kavramının kullanılması yasaklanmıştı. Eğer hayat pahalılığı olmayıp yüksek fiyat artışı varsa, orta direk ve aşağı vatandaş bu sorunu nasıl çözebilir. Zira yüksek fiyat artışı bu kesimi ziyadesiyle mağdur ediyor. Ayrıca konut kiralarındaki yüksek fiyat artışının çözümü konusunda yönetimin eylem planı var mı? 1.200 TL ‘ ye pahalı olduğu söylenen kiralık ev için şimdi 3.000 TL fiyat biçiliyor. İki fiyat arasında henüz bir sene geçmedi. Sahi asgari ücretin yükselmesi bu sorunlarımızı kökünden çözebilecek mi?

Marsta Hayat Var Mı? Dünyada Yaşayabiliyorsan, Neden Olmasın

Bir zamanlar uzaya meraklı arkadaşım vardı, Mars’ta hayat var, buna inanıyorum şeklinde sık sık konuşurdu. Nasıl? Diye sorulduğun da ise izah ederdi;

Siyasetçilerin görevi toplumda, farklı görüşteki kimselerin çatışmasını önlemek ve o kimselerin uzlaşmasını sağlamaktır. O yüzden farklı görüşteki siyasiler, farklı yöntem kullanarak, toplumdaki uzlaşmayı sağlamaya çalışır. Buna istinaden dilimizden düşürmediğimiz, “yiğidin yoğurt yemesi” sözünü sık sık kullanırız.

Ancak bir de politika kavramı vardır ki, bunu siyasetle karıştırmamız doğru olmaz. Daha doğrusu politikaya, siyasetin karışmaması gerekir. Ancak bu sayede toplumun refah ve huzuru sağlanabilir. Politika devlet kısmını ilgilendirir, devletlerin politikaları bellidir, ülkeyi düşmana karşı korur. Halkın refah seviyesini yükseltmek aynı zamanda eşit gelir dağılımını sağlamaktır

Bunun yanında bazı siyasilerin farklı açıklamaları da oluyor. Kendisine uzatılan mikrofona enflasyonun kontrolsüz yükselmesinin sebebini bir yerle ilişkilendiriyor.

Yetkili hayat pahalılığının ana sebebinin, ürün fiyatlarının fahiş artmasını neden gösteriyor. Ancak yönetimde bulunan bir kimsenin hayat pahalılığını bu şekilde izah etmesi, insanı sersemletiyor.

Acaba fiyatlar maliyetlerin artmasından dolayı mı artıyor yoksa yönetime garezi bulunanlar canı istediği için mi fiyat artışını yapıyor. Bunun yanında dövizin paramıza karşı değer kazanması da döviz fiyatının fahiş arttırılması olabilir mi?   

Geçinebilmek Sanattır, Ülkede Çoğumuz Sanatkârız

Asgari ücretli çalışan bir kimse hadi abartalım üç bin TL maaş alır. Dört kişilik bir aile olduğunu düşünelim, ancak bir de seksen beş yaşındaki annesi de yanlarında kalır. Kirada otururlar, kaldığı ev iki artı bir odadır, giriş katta güneş almaz. Kira 1.750 TL’dir. Ev sahibi insaflıdır, ürünlerin fiyat artışı senede bir kaç defa olsa da o iki senede bir kirayı arttırır. Haftada dört defa pazara gider. Bu günde pazara gitti, alış veriş yaptı, her aldığı üründen birer kilo alıyor, bir haftayı bir şekilde geçiriyor.

Pazardaki ürünlerin fiyatına bakarak, ucuzlarından alış verişini yapar. Elbette fahiş fiyat artışı olmuş ürünleri tercih etmez.

Pazar dönüşünde 148 TL harcamıştır. Haftada dört defa pazara giden kimse 592 TL ile kıt kanaat bir ayılık sebze ihtiyacını görür. Elbette vücudun ihtiyacı bulunan, et, tavuk, giyecek, eğitim, hastane hesabımıza dâhil değildir. Maalesef senede bir defa tatil ve eğlence harcamasını hesaplamamıza dâhil edemiyoruz. İşçimiz aylık 200 TL yol harcaması yapıyor. Elektrik aylık 125 TL, su faturası 75 TL, doğalgaz faturasını ise yazlık ve kış olarak değerlendirirsek aylık 145 TL’ye gelir. Bir de ardı arkası kesilmeyen apartman aidatı 25 TL işleri hepten karıştırıyor. İşin sevindirici tarafı ürünlerde yıl içinde fahiş fiyat artışı olsa da, apartman aidatı sene de bir defa güncellenir.

Kira ve Yemek Dışında Okulda Varsa Ne Yapmak Lazım

Oğlunu lise bitene kadar okutmayı başarmıştır. Bunun yanında fiyat artışı gibi engele rağmen ayakta durabildi. Ancak üniversiteyi kazanınca işler biraz karışır. Mühendislik fakültesini kazanır ancak onu okutacak maddi gücü yoktur. Bu yüzden oğlu, burs için başvurur, burs çıkar, o da yıllardır babasından aldığı kıt kaynakla geçinme politikasını uygular. Aldığı 550 TL ile hem yurtta kalır, hem de okula gider. Okulda kullandığı kitap ve diğer malzemeleri kendi temin eder. Zira babasından aldığı geçinme sanatını uygulamak zorundadır. Ancak Nasrettin Hoca’nın şimdi kuşa benzedin hikâyesini her zaman okur ve düşünür. Senelik aldığı burs sabit kalsa da ürünlerde fiyat artışı sabit kalmaz.

Rakamları alt alta toplamaya gerek yok, belki maaşın altında kalır, belki de geçer, çok da önemli değil. Çünkü bu parayla, bir ailenin geçinemeyeceğini biz zaten biliyoruz. Dolayısıyla sorunu da çözmüş oluyoruz, çünkü biliyoruz.

Özet

Aware of rising prices, politicians make successive statements, acknowledging the issue but not offering concrete solutions. The distinction between high price increases and cost of living puzzles citizens struggling to cope, particularly with organic milk priced at 18 TL and rent tripling in a year, from 1200 to 3000 TL, outpacing wages.