Blog Yazarlığı ve İçerik Yazarlığında Dikkat Edilecek Hususlar
Blog yazarlığı ülkemizde de artık popüler(beğenilen). Geleceğin mesleği olma trendine giren blog ve içerik yazarlığı bilimsel çalışmalarla iyice şekilleniyor. Google arama motoru; kaliteli ve özgün yazıların webde yayınlıyor ve bu yüzden kaliteli içerikleri ön sıralara çıkarıyor. Bu deneme yazımızda blog yazısıyla ilgili şekil şartlarının genel çerçevesini çizeceğiz. Ayrıcı içeriklerde dikkat edilmesi zorunlu şekil şartlarına da kısaca değineceğiz. Web sitesi hazırlamak; bir çok kimsenin sanıldığı gibi kes, kopyala, yapıştır değildir. Bundan daha ileri tekniğe sahip, bilimsel çalışma gerektirir.
Öncelikle konu ile ilgili genel bir çerçeveye değinelim. Sonrasında ise blog yazarlığı konusunu teknik bilgilerle detaylandıralım. Blog yazmak ne için gereklidir? Sorusunu sorarak kısaca cevabını verelim.
- Kişiler kendini ifade etmek için yazar
- Kendini veya düşüncelerini yazarken diğer yazarlara göre farkındalık oluşturarak işlediği konunun kalitesini arttırır
- Bilgi birikimine sahip yazarın, bilgilerini seviyeli şekilde paylaşmak istemesi de önemlidir
- Blog yazarı kişiliğinin yanında yazı yeteneğini de zaman içinde geliştirir
- Yetkinleşen blog yazarı, yazdıklarından para kazanmaya başlar
- Bu benim mesleğim oldu, dediğinizde iş bağlantıları kurmaya başlarsınız
blog yazarlığına başlayan yazar, zaman içinde yukarıda yazılanları sırasıyla uygulayacaktır. Elbette resim, selfi çekmek veya medyada bir olaya bakmak yazmaya göre daha kolaydır. On kişinin eline fotoğraf makinası verdiğinizde güzel veya çirken bir şekilde fotoğraf çekebiliyor. Ancak on kişinin eline birer kalem verdiğinizde yüz kelimelik bir hikaye ve tasvir yazın dediğinizde ne olur? Muhtemelen yazı yazan kişiden çok düşünen kişi daha fazla olacaktır. Düşünen insanların bir kısmının, düşünmesi oldukça uzun sürecektir.
Blog Yazarlığı İçin İlham Beklemeye Gerek Yoktur, Teknikle Yazabilirsiniz
Yazmak denildiğinde genelde ilham perisini bekleyen yazarlar akla gelir. Elinde pipo, üzerinde röpteşambır vardır. Yazarımız bahçe içindeki evindedir. Pencereden bahçesindeki yeşil ağaçları seyreder. Aynı zamanda ilham perisi arar veya onun gelmesini bekler. Blog yazarlığı elbette bu şekilde değildir. Her ne kadar blog yazarlığı ve kardeşi sayılan içerik yazarlığı, bilgi birikimi yanında teknik uygulanıp sonuca ulaşılan bir yazarlıktır. Blog yazarı, yazacağı konuyu araştırır, entelektüel bilgi birikimi ile harmanlayıp çok güzel yazılar yazabilir. Öncelikle bu konuyla ilgili genel değerlendirme yapacağız. Yazının içeriğinde ve yazma aşamasında uyulması gereken kuralları da yazdığımızda; siz de yazmaya başlayabilirsiniz. Sizin sadece biraz sabır göstermeniz yeterlidir.
Blog yazarlığı konusunda kararlı iseniz, yazarlığa adım attığınızda öncelikle bildiğiniz, sevdiğiniz ve başkalarının da bilmesinde fayda olacağını düşündüğünüz konularla başlayabilirsiniz. Yazdığınız yazı bilgi içermelidir, verileri sıralamaktan ziyade okuyucunun istediği biraz da sonuç odaklı saf ve kullanılabilen bilgidir.
Günümüzde yaklaşık dört milyarın biraz üzerinde internet kullanıcısı var. İnternet kullanıcılarının yaklaşık üç buçuk milyarına yakın kısmının ise sosyal medya hesabı kullanıyor. Kaliteli içerik ürettiğiniz zaman bir kısım internet kullanıcıları yazılarınızı okuyacaktır. İstenen ise zaten budur.
Blog Yazarı Kendi Sesiyle Yazmalıdır Ancak Tekrardan Kaçınmalıdır
Blog yazarlığı için adaysanız yazılarınıza başlamadan önce kendinizi sığaya(sorgulamaya) çekin. Özellikle yazma ve yayınlama aşamasında SEO kuralına uygun ambiyansı yakalayınız. Blog yazısında konuyu işleyip genişletirken en önemli nokta; yazarın kendi sesiyle konuşuyor gibi yazabilmesidir. Nasıl uzun konuşmalarda nefes almak zorunda kalıyorsak, okuyucu da yazıyı okurken aynı sıkıntıyı yaşıyordur. Konudan kopmadan ve okuyucuyu sıkmadan yazmak için cümledeki kelime sayısını kısa tutmak da önemlidir. Zorunlu olmadıkça cümlede on, on iki kelimeyi geçmemek doğru bir yazma şekli olur. Eğer sayfanızda on beş kelimelik cümleler var ise SEO uygulaması alarm verir ve yazıyı düzeltmenizi ister. Elbette bununda bir kaç istisnası var, genelde yazının %10’luk kısmında geçer not alırsınız ama şansınızı zorlamayınız.
Yazılarda en sık rastlanan hatalardan biri de tekrara düşmektir. Cümle içinde hatta paragraf içinde aynı kelimenin gerçekten zorunlu olmadıkça tekrar kullanılmaması da önemlidir. Hatta bunun yanında çoğumuzun diline pelesenk olmuş “Olan” kelimesinden mümkün olduğunca uzak durun. Bu kelimenin kullanılması durumunda yazarın “Bilgim kalmadı olayı kapatıyorum” demesi anlamına geliyor. Oysa “Olan” kelimesini kaldırıp yerine ikame kelime bulduğunuzda yazınız daha anlamlı ve akıcı olacaktır. Bu yazdıklarımızı özetlersek;
- Cümleler on, on iki kelimeden fazla olmamalıdır
- Kendi sesimizle konuşuyor gibi yazmalıyız
- Kelime tekrarından kaçınmalıyız
- Kelime bulamadığımızda kullandığımız “Olan” kelimesini mühürleyip saklıyoruz
işin başında bu kurallara riayet edilirse, blog yazısı akıcı olur, elbette sıkıcı olmaz. Blog yazarı kendine uygun yazma tekniğini kısa zamanda bulur. Bulduğu tekniğe kimse karışamaz. Ancak teknik veya akademik yazılarda kullanılan, “Mektedir” “Maktadır”, “Mek”, “Mak” gibi ekler yazının akıcılığın veya sıcaklığını alabiliyor. Zira web tarayıcıları bu tarz cümle yapılarını daha değersiz görüyor ve alt sıralara alıyor. Eğer zorlanmayacaksanız “yor” veya “r” gibi cümle yapısını kullanabilirseniz yazınız daha akıcı olur. Elbette bu doğru odun gibi değil de mum gibi doğrudur. Yazının akışı gereği hangi ek gerekirse kullanılabilir. Fakat yazının içeriği tamamen akademik mahiyete bürünürse web denizinin bir köşesine demirler ve o şekilde müşteri bekler.
Başlık Seçimi, Konu Seçimi, Konu Açıklaması Nasıl Olmalıdır
Blog yazarlığı konusunu biraz daha açıkladıktan sonra alt başlıklarda teknik konulara değineceğiz. Yazı yazarak okuyucuya bilgimizi uygun dille aktarırız. Fakat bu bilgi aktarımını yaparken okuyucuyu sıkmamamız da gerekir. Bunu sağlamak için çarpıcı başlık bulmalıyız. Nasıl mı? derseniz alacağınız bir gazete veya dergi de kullanılan üslubu örnekleyebilirsin. Elbette başlığınız konu ile ilintili olmalıdır. Yazmadan önce konu ile ilgili zaten kafanızda bir taslak vardır. Size düşen kafanızdaki taslağı destekleyici bilgi ve belgeleri tasnif edip yazma esnasında kullanmanızdır. Blog yazarlığı adayının öncelikle taslağı zihninde olmalıdır, aksi halde yazısında sonuca ulaşamaz, bocalar. Konu amacından saparak taşlı bir yola girer.
Hikaye yazarlarının kullandığı teknik başlangıçta en uygun tekniktir, en azından blog yazarlığı işine yeni başlayanlar için. O da yazmaya başlamadan önce sonucun belli olmasıdır. Nasıl mı? derseniz. “Kolundaki çantayı sıkı sıkı tutan insan, hızlı şekilde metroya bindi. Boş yer olmasına rağmen oturmadı. Gözleriyle etrafı tedirgin şekilde kontrol ederken, kolundaki çantayı sıkı sıkı tutmaya devam etti. Kararlıydı, eline geçirdiği emaneti yerine teslim edecekti.” Hikaye yazarının bütün cümlesi bu kadardır. Başlama cümlesi ve bitiş cümlesi hikayenin sonucu gösteriyordur. Dikkat ederseniz yolcunun kadın, erkek, çantanın çalıntı mı? Askısı kopuk mu? Olduğu belli değildir. Önemli de değildir. Yazar duygu, düşünce ve kurgusuna göre boşlukları doldurup güzel bir hikaye çıkaracaktır. Yani ana tema bellidir, sonuç bellidir. Yazar abartmadan hikayesindeki boşlukları akıcı bir üslupla doldurur.
Blog yazarı konuyu belirlediğinde yazının başlığını baştan yazmalıdır. Bunun yanında bazı blog yazarları yazıyı yazdıktan sonra başlığı belirler. Kişinin kendi tercihine kalmış bir uygulamadır. Ancak başlık yazının başında belirlendiğinde içerikte başlığa bağlı kalır. Daha tutarlı yazılar ortaya çıkar. Yazdığınız yazı çoğaldıkça konu genişleyecektir. Yazı uzadıkça yavaş yavaş okuyucunun dikkati dağılmaya başlar. Bunu önlemek için zaman zaman konuya mizah katabilirsiniz. Veya kısa sorularla okuyucuyu konuya dahil edebilirsiniz. Filim mi seversin, dizi mi? Kısa ve kolay sorular sorabilirsiniz. Veya geri dönüş almak için benzer şekilde ufak anketlerle konuyu bağlayabilirsiniz.
Şimdiye kadar yazdıklarımız blog yazarı olmak isteyenlerin nelere dikkat etmeleridir? Sorusunun cevabına dönüktür. Bundan sonraki başlık ve açıklamalarımızla konuyu teknik yönden detaylandıracağız.
Blog Yazarının Başlıkları Belirlemesi ve Uyması Gereken Kurallar
Eğer WordPress kullanacaksanız müdahale edemediğiniz başlık kısmı vardır. Her hangi bir ayar yapmadan başlığınızı yazabilirsiniz. Yazının başlığı elli, atmış karakteri geçmemelidir. Eğer bu uzunluğu geçerse Google tarayıcısının gözünden düşer ve başlık arama motorunda fazlalık kısmı nokta nokta şeklinde görüntülenir. Bu da istenmeyen bir durumdur. Blog yazarı blog yazılarında başlık etiketleri de kullanır. Bunlar konu farklı boyuta geçtikçe değişir.
- H1, H2, H3, H4, H5, H6
H1 ve H2 başlığı arama motoru için önemlidir. Özellikle bu iki başlık bizim içinde kıymetli olmalıdır. H1 başlığında işleyeceğiniz konunun yani sizin için anahtar kelimenin geçmesi zorunludur. Aynı şekilde onu destekleyici şekilde anahtar kelimenizi H2 başlığında da kullanabilirsiniz. Yazdığınız blog yazıları en azından beş yüz kelime olmalıdır ki arama motorlarında anlam ifade etsin. Genel bir kural olarak belirlediğiniz anahtar kelimenin blog içinde abartılmadan dağıtılması gerekir. Anahtar kelime sayısı blog yazısındaki kelimelerin %2’si şeklinde olmalıdır. Eksik veya fazla olması yazının sorguda görüntülenmesine engeller.
Anahtar kelime tanımı; yazdığınızı ister blog olsun, ister bir ürün tanıtımı olsun, konuyu en iyi şekilde tanımlayan bir veya bir kaç kelimeden oluşur. Bu anahtar kelime nasıl belirlendiyse blog içinde yalın yani ek almadan geçmesi gerekiyor. Anahtar kelimeniz “Taze Simit” ise “Taze Simitler” gibi olmamalıdır.
Özellikle belirtelim ki blog yazarı yazdığının değerli ve arama motorunda görünür olmasını sağlamalıdır. Bunun birinci ve değişmez bir kuralı vardır. O da özgünlüktür. Özgünlük ise hangi konuyu işliyor, hangi detayı anlatıyor olursanız olun, yazınızı özgün olmalıdır. Başka yazarların yazdığı konuyu irdelemek veya yazmak istiyorsanız dahi cümleyi kendi elinizle yazınız. Kopyala yapıştır tarzı yazılan yazının arama motoru açısından bir değeri yoktur. Yedi kelimeye kadar aynı kelimelerin geçtiği cümle tespit ettiğinde Google yazıyı değersiz sayar. Yani Google arama motorunu kütüphane gibi düşünün, aynı kitabı rafına tekrar koymaz. Bu yüzden yazılmış cümleleri tekrar yazmamız gerekiyorsa, kendi ifadenizle tekrar yazmalıyız.
Paragraf Uzunluğu ve Başlık Seçiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler
Blog yazarı yazmaya daldığında farkında olmadan uzun metinler yazabiliyor. Ancak bu SEO ve arama motoru açısından bu sağlıklı değildir. İki başlık arasındaki yazının istenen kelime uzunluğu üç yüz kelimedir, her üç yüz kelimede bir başlık yazmak uygundur. Bununla birlikte her yüz elli kelimede mutlaka paragraf başı yapmalısınız. Paragraf başı yapmak konu bütünlüğünü bozmayacaktır. Aynı zamanda okuyucunun kendine gelmesini sağlayarak konudan kopmasını önler.
Semantik kelime farklı bir ifade ile uzun kuyruklu kelimede kullanılması gerekli bir SEO uygulamasıdır. Semantik kelimeyi şu şekilde tarif edebiliriz. Anahtar kelimeden daha uzun ve arama motorlarında bulunması daha zordur. Blog yazısı içinde seçeceğiniz semantik kelimeler yazı içinde sadece bir defa geçmelidir. Örnek verecek olursak “Taze sıcak simit”, “Bol susamlı gevrek simit” gibi konuyu tamamlayan semantik kelimeler kullanılmalıdır.
Edilgen Cümleden Kaçınmalıyız, Geçişli Cümleleri Tercih Etmeliyiz
Öncelikle belirtilim ki cümlelerde sıfatı fazla kullanmak okuyucuyu yorar, sıfat konusunda fazla abartıya kaçılmamalıdır. Blog yazarlığı için adaysanız en yorucu ve zor kısmı yazdığınız cümlelerin edilgen değil etken cümle şeklinde olmasıdır. Edilgen çatılı cümlede özne belirsizdir. Yazmaya başlamadan önce edilgen cümle konusunu çözmeniz gerekir. Kısa bir çalışma ile bu sorunu çözebilirsiniz. Eğer blog yazınızda edilgen cümle oranı %10 ve üzerinde ise SEO ve arama motoru açısından sağlıksız bir yazıdır. Öznesi belli olmayan cümleleri ancak akademik yazılarda kullanabiliriz. Oysa biz konuşur gibi yazacağımız için etken cümle kurmamız elzemdir. Bununla birlikte cümlelerinizi geçişli cümle şeklinde yazmaya kendinizi alıştırmalısınız. Geçişli cümleler hem okuyucu yormaz, hem de cümleleri bir birine sıkı sıkıya bağlar. Blog başlılarınızın altında uygun yerlere konuyla ilgili resim ekleyiniz. Bu şekilde blog yazınız daha canlı duracaktır. Okuyucunun dikkati yazı ile dağılmayıp bloğunuzda kalmaya devam edecektir. Unutmayınız ki okuyucunun sitenizde uzun süre kalması istenen ve site değeri için önemlidir.
Sona geliyorken daha bir çok ince detay var. Ancak yazının ders şekline gelmemesi için burada konuyu bitirirken belirtelim ki yazdıkça zevk alacaksınız. Bildiklerinizi, yaşadıklarınızı başkalarıyla paylaşmak, etkileşime girmek size iyi gelecektir. Başka bir yazımızda blog yazarlığının farklı yönlerine değineceğiz. Aynı zamanda SEO konusu içinde geniş bir yazımızla konuya derinlemesine inceleyeceğiz. Siz de blog yazmak konusunda kararlı mısınız?