İçerik Yazarlığı ve Dijitalleşmenin Olumsuz Etkisi
Blog ve İçerik Yazarlığı artık ülkemizde de çok fazla yaygınlaştı. Yaygınlaşmasıyla birlikte sistemleşerek kurumsallaştığını görüyoruz. Bunun sebeplerinden birisi de internete ulaşmanın kolaylaşması olsa gerek. İnternetin yaygınlaşmasıysa bizi ekonomik, siyasi, ticari aklımıza gelecek her konuda yenilenmemiz için zorluyor. Buna bağlı olarak içerik üretenlerin daha sağlıklı sonuçlar için belirlenmiş kurallara uymasını gerektiriyor. Çünkü internette varlığımızı sürdürebilmek için oyunu kuralına göre oynamak zorundayız.
Meslekler Zaman İçinde Şekil Değiştiriyor
Muhasebe mesleği 1986 yılında vardı, şimdi de var. Ancak ileride devam edecek mi? Bu sorunun cevabını yaşayıp göreceğiz. Meslek mensupları, elinde kopya kalemi veya dolma kalem, gelen fatura ve makbuzları yevmiye defterine kaydediyordu. Daha sonra da yevmiye defterinden, yavaş yavaş kebir defterine bilgileri aktarıyordu. Ayrıca kalamoza defteri de yardımcı defter olarak tutuluyordu.
- Yevmiye Defteri
- Kebir Defteri
- Envanter Defteri
- Kalamoza Defteri
İlk üçü, Vergi Usul Kanun 182.inci maddesine göre, tutulması gereken zorunlu defterler. Kalamoza defteriyle müşteri ve satıcıların cari hesabı, zaman zamanda stok takibi için tutuluyordu. Muhasebe mesleğine yakın zamanda başlamış, muhasebe çalışanına belgelerin elle kaydedildiğinden bahsetsek ne olur? Önce yüzünüze tuhaf bir şekilde bakar “Dayı hangi zamanda yaşıyorsun?” sorusunu sorar.
Çünkü günümüzdeki evrak hareketinin fazlalığını düşünerek, evrakların elle kaydedilmesinin ne kadar ütopik bir kavram olacağını düşünecektir. Zira internetten satış yapan küçük çaplı işletme dahi, ayda üç yüz adet fatura düzenleyebiliyor. Bunun yanında ticaret hacmi yüksek işletme ise ayda iki, üç bin adet fatura düzenleyebiliyor. Varın düşünün, sadece o kadar faturaların, elle deftere kaydedildiğini.
Elbette şimdiki kayıt sistemi ile geçmişteki kayıt sistemini kıyaslamak doğru olmaz. Çünkü sürekli değişim ve gelişim içinde bulunan teknoloji, yeni yeni teknikler üreterek işlerin kolaylaşmasını sağlıyor. Gelişen teknik sayesinde binlerce faturayı, dakikalar içinde yorumlayacağımız şekilde, muhasebe programına aktarabiliyoruz. İş yoğunluğu arttıkça yeni teknikler, işlemleri pratikleştiriyor.
İşlemlerin, teknikle pratikleştirilmesine “Tü, kaka” diyecek halimiz yoktur. Ancak, teknikteki işleyiş evirilerek gelişiyor ve insanın emeğini, zamanla boşa çıkaracak gibi duruyor. Şöyle ki; aldığımız veya düzenlediğimiz faturaları, vergi dairesinin sisteminde artık görebiliyoruz. Hatta bu faturaları, ufak bir düzenleme ile muhasebe programına aktarabiliyoruz. Bu pratiklik, emekçiye ihtiyacı azaltıyor ve zaman içinde, emekçinin kaybolmasına neden olacaktır.
İçerik Yazarlığı Gerekli mi?
Blok yazarlığı, içerik yazarlığı daha genel ifade ile internet yazarlığı, ülkemizde Dr. Sertaç Dalgalıdere’nin programlı çalışması ile belli bir kalıba girdi. Araştırma ve deneyimlerinin sonucunda yazdığı “Online İçerik Yazarlığı” kitabı, internette içerik hazırlayanların başucu kitabı oldu. İnterneti akarsu gibi düşündüğümüzde, ilk giriş yerinde bekleyen web tarayıcıları vardır. Web tarayıcılarının içinde de revaçta olan Google web tarayıcısıdır.
Akarsuyu kullanarak, ticaret, reklam, blok, eğitim gibi faaliyette bulunmak isteyenler, suyun girişinde bekleyen Google web tarayıcısından onay alması gerekiyor. Ancak bu şekilde kendini değerli göstererek, suyun üzerinde sakin sakin yüzebiliyor. Bunun yanında faaliyette bulunmak isteyen bazıları onay almadan, balıklama suya atlayabiliyor. Ancak bu gruptakiler, bir süre yüzdükten sonra, suyun içinde kaybolup gidiyor. Zira gece olmuştur ve etraf iyice kararmıştır. Big Data okyanusunda, karanlıkta bir kimsenin yolunu bulması imkânsız hale geliyor. İçerik yazarı kavramını ürün, hizmet veya bilginin anlamlı açıklanması olarak tarif edebiliriz.
Kültür Yozlaşması Kelimelerle Başlar
Her ne kadar günümüzde tasvip etmesek de dilimizde söz de gelişim, değişim mantığıyla yeni kelimeler türetiliyor. Daha doğru ifadeyle, kullandığımız kelimelerin üzerinde oynamalar yapılıyor. Yıllardır “Kelime” şeklinde kullandığımız, bilgi aktarımı ile babadan oğula, toruna geçen sözcük, şimdi “Gösterge” şeklinde karşımıza çıkıyor.
Dil yaşayan varlıktır, fakat doğal gelişim içinde kendini yenilemelidir. Zorlamayla, uydurma kelimelerle yapmaya çalışmak kültür aktarımına zarar veriyor. Son dönemde yazılan, kitap, dergi okuduğumuzda, anlamını bilmediğimiz kelime çıkabiliyor. Gençlik ve çocuklu döneminde, kitap okurken manasını bilmediğimiz kelime için sözlüğe bakardık. Aynı manaya gelen farklı ama hoş açıklamalar olurdu. Oysa şimdi bize yabancı gelen kelimenin karşılığına baktığımızda, karşılığı daha önce kullandığımız kelime çıkıyor. Unutmamak gerekir ki, kültür aktarımı kavramlarla, kelimelerle oluyor. Yenilik yapmak düşüncesiyle, toplumun kültür dokusunu zedelemenin faydadan çok topluma zararı oluyor.
Fransızlar, dil ve yazı kültürüne son derece bağlıdır. Bırakın kelimenin şekliyle oynamayı, üstelik mevcut kelimeye anlamı dışında anlam yüklemeyi dahi kabul etmezler. Oysaki Cumhuriyetten itibaren kelime ve kavramlarımızda o kadar çok değiştirme yapılmıştır ki, yüz sene öncesini bırakın, on sene öncesinin kelimelerini tanıyamaz olduk. Torunu bırakın, çocuğumuzla dahi sözlü ve yazılı iletişimde zorlanıyoruz.
Düzeltme İşareti Kullanılan Kelimeler
Düzeltme işareti daha doğru ifade ile harfin doğru okunuşunu sağlayan imale elbette gereklidir. Zira artık bizim olmuş Arapça ve Farsça kelimeler vardır. Bu yüzden anlam karmaşasını önlemek için kelimenin doğru yazılışını ve okunuşunu bilmemiz gerekir. Zaman zaman gerekmediği hâlde TDK kelimelerin yazılışlarını güncelliyor. Oysa bir çok kelimede tasvip etmesek de imale kaldırıldı. Bunun yanında durum bu olsa henüz kelimelerden imale tamamen kaldırmadı. Dileriz bu hatalı uygulamadan bir an önce vazgeçilir. Şimdi hâlâ güncellenmemiş kelimelerin yazılışını listeliyoruz.
âşık | âyet | bîçer | bîhaber | billûr | bîtaraf | bîvefa |
cefakâr | cüretkâr | dâhi | dâhil | dergâh | dîni | dükkân |
fedakâr | felâket | gâvur | günahkâr | hâkim | Hakkâri | hâlâ |
hâlde | hâlinde | hâlukâr | hengâme | hikêye | hilâl | hilekâr |
hizmetkâr | ihlâs | ihmalkâr | ihtilâl | ilâhi | ilân | ilâve |
ilmî | imkân | inkâr | istiklâl | itaatkâr | kâbus | kâfi |
kâfir | kâğıt | kâinat | kanaatkâr | kâr | Kâzım | lütufkâr |
mahkûm | mekân | meskûn | Mevlâna | mezkûr | millî | muhafazakâr |
müsamahakâr | nikâh | niyâz | ordugâh | pekâlâ | pîr | rahîm |
rebâb | rengârenk | resmî | rükû | rüzgâr | sahtekâr | sanatkâr |
sitemkâr | sükûn | sükût | şûra | tahripkâr | tehditkâr | tezgâh |
tövbekâr | vefakâr | yadigâr | yegâne | zekâ | ziyankâr |
Bir çok ülke diline ve kelimelerine karşı çok hassastır. Gereklilikten doğan ufak bir güncelleme için dahi günlerce düşünüp değerlendiriyor. Zira geçmişle geleceğin arasındaki köprü vazifesi yapan anı biz yaşıyoruz. Yaptığımız olumlu veya olumsuz her şey âtiyi olumsuz etkileyecektir. Bazı yetkin kişiler Rahmetli Şaban Teoman Duralı ve benzerleri dil konusunda çok hassastır. Kendileri oyun kurucu oldukları için dilimizi olması gerektiği gibi doğru kullanmıştır. Böyle yetkin kimselerin artarak çoğalmasını isteriz.
İnternette Barınmak İçin Ne Gerekiyor
İnternette arandığımızda bulunabilmek için yazılarımızın;
- Doğru bilgi içermesi
- Dil bilgisi yazım kuralına uygun yazılması
- SEO kuralına da uyulması gerekiyor.
Bilgi ararken, arama yapan internet kullanıcıları sonuçta kuralsız arayabilir. Ancak bilgiyi web kullanıcısına arz edenin, yazılarını webde bulunabilir şekilde yazması gerekiyor. Aksi durumda, web aramalarında bilgi talep edenler, bu yüzden bilgiye ulaşamaz.
Web sitemizde, ağırlıklı olarak muhasebe ve muhasebeyle ilintili yazılara ağırlık veriliyor. Bunun yanında gündem oluşturmuş, entelektüel konular hakkında da bazı blok yazılarımız bulunuyor.
Web sitesini hazırlamamızın sebebi, eksikliğini gördüğümüz konular hakkında bilgi vermek, yetkin olduğumuz konularda fikir beyan etmektir. Beşikten mezara kadar, öğrenci olduğumuz için, hepimizin eksikliği bulunuyor. Zaman içinde, bilgimizi buna bağlı olarak da yazılarımızı güncelliyoruz.
Web sitemizi ziyaretinizden istifade etmeniz dileğiyle…